Bir
önceki yazımızda Demirören Medya Yatırımları A.Ş. (DMYAŞ)’nin Hürriyet
hisselerini satın aldıktan sonra küçük pay sahiplerine yönelik pay alım teklifi
yapma zorunluluğunu ve SPK’ya yapılan muafiyet başvurusunun ilgili hukuk
kuralları karşısındaki durumunu incelemiştik. Düzenleme gereğince pay alım
teklifi zorunluğu doğduğu açıktı. DMYAŞ, SPK’ya muafiyet başvurusunda bulunmuş
ancak hangi gerekçe ile muafiyet başvurusu yaptığını kamuoyuna açıklamamıştı.
Başvuruyu değerlendiren SPK, 16 Ağustos 2018 tarihinde muafiyet başvurusunu
olumlu karşılamış, SPK da hangi gerekçeyle muafiyet başvurusunun olumlu
karşılandığını izah etmemişti. Bu karar üzerine 17 Ağustos tarihinde Hürriyet
hisseleri %19’dan fazla değer kaybetmişti. Çünkü yatırımcıların beklentisi,
hukuka uygun hiç bir muafiyet gerekçesi olmayan DMYAŞ’nin başvurusunun SPK
tarafından reddedilmesi ve çağrının hesaplanacak faiz hariç 0,36153 ABD Doları
fiyat üzerinden (yaklaşık 2,17 TL) yapılmasıydı.
Artık
olan oldu ve SPK kararını verdi. DMYAŞ Hürriyet hisseleri için çağrı
yapmayacak. Pay sahiplerinin elinden alınan 44,5 milyon Dolarlık bir çağrı
işlemi için yatırımcıların yapabilecekleri hiç bir şey yok mu? Elbetteki çok
şey var. Bu yazımızda bunları sizler için kısa ve anlaşılır bir şekilde yazmaya
çalıştık. Şimdi bunlara sırasıyla bakalım:
A) Sabır,
İletişim ve Birlikte Hareket: SPK’nın
almış olduğu karara karşı başlatılacak itiraz süreci ve hukuki mücadele
öncelikle sabırlı olmayı gerektirmektedir. Maalesef ülkemizde hukuki süreç yavaş
işlemektedir. Ancak sonuçta mutlaka adalet yerini bulacaktır. Bu nedenle
sabırla süreçleri sonuna kadar işletmek gerekecektir. SPK kararı nedeniyle
mağdur olanların hukuki süreçte birbirlerinden haberdar olmaları ve birbirlerine
destek olmaları için mutlaka iletişim içerisinde olmalarında fayda var.
İletişim halinde olmak, zaman içerisinde motivasyonunu kaybeden mağdurların
tekrar motive olmalarını da sağlayacaktır. Günümüz teknolojisinde sosyal medya
hesapları kullanılarak mağdurların iletişim içerisinde olması ve birlikte
hareket ederek seslerini daha iyi duyurmalarının çok daha kolay olduğunu
unutmayalım.
B)
CİMER’e Şikayet Başvurusu: SPK bir kamu kurumu olduğundan faaliyetleri sebebiyle
Cumhurbaşkanlığı’na karşı doğrudan sorumlu. Almış olduğu kararın Pay Alım
Teklifi Tebliği’ne aykırı olduğu değerlendirildiğinden, Hürriyet’te pay sahibi
olan yatırımcılar (SPK’nın kararı öncesinde pay sahibi olan ancak karar sonrası
satmak zorunda kalanlar dahil) Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı’na başvuru
yapabilirler. Böylece Cumhurbaşkanlığına bağlı Devlet Denetleme Kurulu da
harekete geçirilmiş olacaktır. Başvuru da kısaca SPK’nın 16 Ağustos tarihinde
aldığı karar sonrası zarar ettikleri, alınan kararın ilgili düzenlemelere
aykırı olduğu belirtilerek, kararın düzeltilmesi talep edilmelidir. Başvuruda
Sayın Uğur Gürses’in ilgili yazısına, Cumhuriyet’te çıkan habere ve
blogumuzda yayınlanan yazıya da atıf
yapılabilir. CİMER’e online olarak yapılacak başvuru sadece 5 dakika sürmektedir.
CİMER başvurusu için (https://www.cimer.gov.tr) linkine tıklanabilir.
C)
Dava Öncesi Hazırlık: Mağdur olan pay sahiplerinin SPK’nın kararı aleyhine
dava açmadan önce, söz konusu karara ilişkin belgeleri SPK’dan talep etmeleri
yerinde olacaktır. Bu belgeler, ilgili kurul kararı, rapor ve eklerinden
oluşmaktadır. Mağdurlar bu belgeleri Bilgi Edinme Hakkı Kanunu uyarınca
doğrudan SPK’dan isteyebileceği gibi, CİMER’e yapacakları başvuru ile de talep
edebilirler. Bilgi Edinme Hakkı Kanunu uyarınca SPK belgeleri vermek
zorundadır.
D) İdari Dava Süreci: Türkiye Cumhuriyeti
bir hukuk devleti olduğundan, kamu kurumlarının almış oldukları kararlardan
etkilenen vatandaşların, söz konusu kararlar aleyhine dava açma hakları vardır.
SPK’nın kararı da yargı denetimine tabiidir. Bu nedenle idare mahkemelerine
verilecek kısa bir dilekçe ile karara karşı dava açılabilir. Dava açmak için 60
günlük süre bulunduğunu unutmamak gerekir. Bu süre karar tarihi olan 16 Ağustos
2018’de başlar. Bu nedenle davanın 15 Ekim 2018 tarihine kadar açılması
gerekmektedir. Davayı açan pay sahibinin, karardan etkilendiğini belirtmesi ve
gerekli belgeleri başvurusuna eklemesi faydalı olacaktır. Bunun için SPK’nın kararı
öncesinde pay sahibi olduğuna ilişkin herhangi bir belgeyi (aracı kurumundan
veya bankasından alacağı pay sahibi olduğunu gösterir hesap ektsresi olabilir)
başvurusuna eklemesi yeterlidir.
İdare mahkemesinin kararı sonrasında,
tarafların karara itirazını istinaf mahkemesi inceler. İstinaf mahkemesinin
kararına karşı ise tarafların Danıştaya temyiz başvurusu yapma hakları vardır.
Danıştay kararından sonra da iç hukuk yolları, Anayasa Mahkemesine yapılacak
bireysel başvuru ile sonuçlanmaktadır.
Dava sonucunda SPK’nın kararının hukuka
aykırı bulunması durumunda, DMYAŞ pay alım teklifi yapmak zorunda kalacaktır.
Üstelik aradan geçen süre sebebiyle çağrı fiyatına hem ABD Doları bazında faiz,
hem de kur farkı eklenecektir. İkinci olarak SPK kararından dolayı zarar gören
ve dava açan pay sahipleri, zararlarının tazmini için SPK’ya dava
açabileceklerdir. SPK kararına karşı açılan dava karar bağlandığından, SPK’ya
açılacak tazminat davası çok daha kısa sürede sonuçlanacaktır.
Tazminat davası için SPK’nın kararı
nedeniyle zarara uğranıldığının ve zarar miktarının ispatı gerekmektedir. Bunun
için yatırımcıların SPK kararı öncesinde sahip oldukları Hürriyet hisselerini,
SPK’nın kararından sonra sattıklarını ve bu satış nedeniyle ettikleri zararı
belgelendirmeleri gerekecektir. Tüm bu belgeleri saklayıp dava süreçlerinde
kullanmak yerine olacaktır.
Tüm bu anlatmış olduğumuz süreçler zaman
alacağından ve süreç içerisinde mağdurların işlemleri devam ettirme motivasyonu
azalabileceğinden, mağdurların iletişim içerisinde olmalarının ve birlikte
hareket etmelerinin önemine bir kez daha vurgu yapmakta fayda var. Unutmayalım
hukuk yavaş işlese de adalet er geç yerini bulacaktır.
Bahadır Akarsu
Not: Tweeter hesabımız açılmıştır (https://twitter.com/BvADanismanlik).
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder